Intolerance Bir Sessiz Çağrı mıdır Yoksa Acımasız Bir Gerçek mi?

Sinemada tarihî bir dönüm noktası olarak kabul edilen D.W. Griffith’in 1916 yapımı “Intolerance: Love’s Struggle Throughout the Ages” filmi, sinema sanatının sınırlarını zorlayan ve izleyicilerde derin izler bırakan bir başyapıttır. Bu epik film, farklı zaman dilimlerinde geçen dört paralel hikâyeyi harmanlayarak insanlığın tarih boyunca karşılaştığı zulüm, nefret ve adaletsizlik gibi evrensel temaları işler.

Griffith’in “Intolerance”, yalnızca görsel bir şölen sunmakla kalmaz; aynı zamanda toplumsal ve politik mesajlar içeren güçlü bir anlatıya da sahiptir. Filmin hikayeleri, MÖ 1500 civarındaki Babil İmparatorluğu’nda geçen Yahudi asıllı bir kızın dramını, 16. yüzyıl Fransa’sında Katolik-Protestan çatışmalarının ortasında yaşayan bir kadının aşk hikâyesini, modern çağda bir kadın hakları savunucusunun mücadelesini ve İsa Mesih’in çarmıha gerilmesini konu alır.

Bu hikayeler birbirleriyle nasıl bağlantılıdır diye sorabilirsiniz? Griffith, “Intolerance"ın yapısal kompleksliğini, insan tarihinin farklı dönemlerinde yaşanan benzer olaylara ve duygulara dikkat çekerek kurar. Her hikâye, sevgi, merhamet, adalet arayışı gibi evrensel değerleri vurgulayarak, insanlığın temel ihtiyaçlarını ve mücadelelerini ele alır.

Oyuncu Kadrosu: Sessiz Sinema Çağının Yıldızları

“Intolerance”, döneminin önde gelen oyuncularını bir araya getirir:

Bu oyuncular, sessiz sinema tekniklerine hakim bir şekilde mimiklerini ve beden dilini kullanarak karakterlere derinlik katar. Özellikle Lillian Gish’in etkileyici performansı, film tarihinin en unutulmaz sahnelerinden biri olan çarmıha gerilme dizisinde kendini gösterir.

Görsel Şölen: Sinema Sanatının Zirvesi

“Intolerance”, döneminin teknolojisine göre inanılmaz bir görsel şöleni sunar. D.W. Griffith, dev setleri, binlerce figüranı ve karmaşık kamera hareketlerini kullanarak ihtişamlı sahneler yaratır. Filmde kullanılan teknik yeniliklerden biri de yakın planların yoğun kullanımıdır; bu sayede izleyiciler karakterlerin yüz ifadelerini daha net bir şekilde görebilir ve duygularıyla derinlemesine bağ kurabilirler.

Film Müziği: Duygusal Bir Yolculuk

“Intolerance”, sessiz film olmasına rağmen, müzik eşliğinde sunulur. Dönemin önde gelen bestecilerinden Joseph Carl Breil’in bestelediği orijinal müzik, filmin duygusal etkisini arttırır ve izleyicileri hikayenin içine çeker.

Temalar:

“Intolerance”, sadece tarihi olayları konu alan bir film değildir; aynı zamanda insanlığın temel sorunlarını ve çatışmalarını ele alan derinlikli bir çalışma. Filmde işlenen başlıca temaları şöyle sıralayabiliriz:

• Adaletsizlik: “Intolerance”, farklı zaman dilimlerinde yaşanan adaletsizlikleri ve zulmü gözler önüne serer.
• Sevgi ve Merhamet: Filmin her hikayesinde sevgi, merhamet ve şefkat gibi evrensel değerlerin önemi vurgulanır.
• İnsanlığın Karmaşıklığı: “Intolerance”, insan doğasının karmaşıklığını ve iyilik ile kötülük arasındaki mücadeleyi gösterir.
• Tarihin Tekrarlanması: Film, farklı dönemlerde yaşanan benzer olayları karşılaştırarak tarihin nasıl tekrarladığına dikkat çeker.

Sonuç: Bir Klasik Başyapıtın Mirası

“Intolerance”, sinema tarihinin en önemli ve etkileyici filmlerinden biri olarak kabul edilir. D.W. Griffith’in vizyonu ve teknik ustalığı, bu filmi bir klasik başyapıta dönüştürür. “Intolerance”, izleyenlerde derin düşüncelere yol açan, duygusal bir yolculuk sunar ve insanlığın temel değerleri hakkında sorular sormaya teşvik eder.